24 Mayıs 2007 Perşembe

ne yapsam ne yapsam....



Koruda guguklu saat gibi sektirmeden saat basi histerik cigliklar atan kiz cocugunun kulak tirmalayan sesi esliginde, her zaman oldugu gibi bi taraftan alpi sallarken bi taraftan net alemindeki zilyon tane fantastik blog tasarimlarinin yaninda yoluk bi tavuk gibi duran bicimsiz blogumun neresinden tutsam diye kara kara dusunuyorum.

Sabahtan beri girip cikmadigim site kalmadi. Once sabah kalkip beles oldugundan mutevellit son serece primitif blog unsurlarini nasil adam ederim diye cin yazisi soker gibi HTML kodlarini sokmeye calistim. Ardindan bloga konulasi iconlara bakayim diye gozlerim kayana kadar nette icon aradim. Ardindan ne akla hizmet koydugumu bilemedigim inglizce ve bu kadar uzun blog ismine hayiflanip yeni headerimi yapmak icin fikir edinmeye calistim. En sonunda PSte kendi fircalarimi olustururken kullanabilecegim cizimlere daldim. Desktop birbirinden degisik resimlerle, iconlarla, cizgilerle dolup tasarken zaten uykusuzluktan bi elin parmaklari kadar azalan beyin hucrelerim hepten uyustu. Simdi blogda yapmak istedigim bin tane ayri fikir onumde neresinden baslasam karar veremiyorum.

Bunca isin arasinda Sevinin bloguna kac gundur yazicam diye lades gibi aklimda tuttugum yorumlar uctu gitti. Yorumsuz birakiyorum ama o tarafta neler oluyor her aksam bakiyorum :) Yeni baslayan bi seyin gozunuzun onunde emekle ilmek ilmek islenmesi cok guzel birsey.

Hiç yorum yok: