7 Ekim 2007 Pazar

Icimi akitmam lazim

Dun Alple yasadigim en zor gunlerden biriydi.

Dun oglumuz adina ona ait bir parcayi alma hakkini kendimizde gorup, onunla hic konusup ona ne yuzden neyle karsilasacagini anlatma ihtiyaci duymadan, onun icin sunnet olma yasinin henuz bebekken oldugu varsayimini hic enine boyuna sorgulayip arastirip uzerinde dusunmeden kabul ederek sunnet ettirdik. Saatlerce neden oldugunu anlamadan ac birakildiktan sonra, hafif uyusturulmus halde hic tanimadigi bir grup saglik ekibine emanet edilip yabanci bir yerde genel anesteziyle - bebeklerde genel anestezide bilinc yetiskinlerdeki gibi tamamen kaybolmuyor, uyanik ama cakirkeyf gibi oluyorlarmis- onun icin karar kilinmis operasyonu oldu.

Odaya geri getirildiginde narkozun etkisinden yavas yavas cikmaya calisiyordu . O zaman tam ne hissetigini yuzlerce kere sonrasinda dusunup anlamaya calistim, henuz konusamadigi icin bunu bilmenin yolu yok, ki bebekken sunnet ettirdigimiz icin pisman oldugum binlerce seyden biri bu. Doktorlarin soyledigine gore Alpin operasyon sonrasi aci ceker gibi aglayip cirpinislari aci cekmesinden degil, tamamiyle narkozun etkisinden. Dogru mu? Belki, ama dun alpin o 40-45 dk suren insanin kanini donduran o halinde beni cok rahatsiz eden bana gore yanlis olan bi seyler vardi. Alp daha once de ayni sekilde ayni narkozu alip gida alerjisi olup olmadiginin anlasilmasi icin biopsiye girmisti, ciktiginda dunku gibi degildi, kolaylikla emip rahat bi uykuya dalip kendine usul usul gelmisti. Dun acidan mi, korkudan mi, uykusuzluk ya da saatler suren acligin ve sunnetin ardindan sonra o an tek icinde oldugu seyden cikabilmek icin tek aradigi seye anne sutune kavusmak icin 45 dk daha beklemek zorunda kaldigi icin mi - bunlardan hangisi ya da hangileri yuzunden- bilemiyorum sunnet sonrasi COK hirpalandi. Sonunda emmesine izin ciktiginda arada kendini memeden cekip kesik caresiz cigliklar ata ata zar zor sakinlesip uykuya dalabildi. Sonrasinda; Alpin uykuyla ve sakinlesebilmek icin sigindigi elindeki tek varlik arasindaki (anne sutuyle) ic ezici gelgitli cirpinislari butun gece boyunca devam etti. Alp butun gece ara ara ciglik atip, caresizlikle ve aciyla aglayip kendini memeyle telkin etmeye calisarak geri uyumaya calisti.

Dun ogluma tam olarak ne oldu bilemiyorum, ama o gozumuzun onunde oylece cirpindikca beni ona 9 aydir kenetleyen annelik icgudusu denen sey icimden dehsetle birseylerin yanlis, cok yanlis oldugunu bagirip durdu.

Konusamiyor olabilir ama doktorlar ne derse desin ben onun annesiyim ve operasyonun hemen sonrasini bilemiyorum ama dun yatarken uyanip attigi cigliklarindan-sesinin tonundan her kesik kesik nefes alip verisinden onun dun gece boyunca aciyla uyandigini anlayabilirim. Bu onu ilk aglarken -cirpinirken gorusum degil. Ilk aylarinda onu gece gunduz kivrandiran gida alerjisi illeti yuzunden cok daha uzun sureler benzer sekilde caresizce kucagimda emzirmeye calisip telkin etmeye calistim .Bir anne ne kadar alisik olabilirse oglunun aci cektigini seyretmeye o kadar alisigim. Daha once salincaktan dustugunde, yuzu gozu sis agri kesicisiz dikis olmak zorunda kaldiginda hissettiklerimden cok daha agir bisey hissettim dun. Dun benim icime coreklenen karabasan sadece onun aci cekiyor oldugu dusuncesinden degil, onun yasamak zorunda kaldigi seye anne babasi olarak bizim onun adina karar vermis olmamiz. Onu telkin edebilmek icin ne oncesinde ne sonrasinda onunla konusma sansini gerekli gormemis olmamiz, onu hazirlama ona alternatif sunma onun fikrini edinme hakkini , onun kendi vucudu uzerindeki hakkini bu kadar rahat goz ardi etmemiz. Onun guvenini bosa cikarmamiz.

Onun sunnetinin zamanlamasina karar verirken , bize sunulan bilginin sorgusuz dogru kabul etmeden biraz internette gezinip biraz derinlemesine bilgi toplama ihtiyacini duysaydik, sunnetin psikolojik etkilerinin ne kadar erken yapilirsa o kadar agir oldugu uyarilarini gorurduk. Acisiz sunnet diye birsey olmadigini, yeni doganlar dahil sunnetin bebeklerde fiziksel olarak da cok hirpalayici oldugunu ogrenebilirdik.

Ben dun oglumdan her ic cekisinde defalarca ozur diledim. Yalnizca daha gec yasta olursa karsilasabilecegi olasi cinsel etkileri hakkindaki mite basimizi gomup, onu henuz 9 aylikken bunlari - hem de neden oldugunu anlamadan- yasamak zorunda biraktigimiz icin.

Sunnetin zamanlamasi disinda iki konu daha var icimdeki agirligi artiran. Birincisi sunnet olup olmama alternatifini hic degerlendirmemis olmak. Sunnet yayginligi sebebiyle sadece sosyal sebeplerle de zorunlu olarak gorulebilecek bir sey ama benim kendi adima sebebim inancimdi. Gercekten inancli olsaniz bile sunnetin yaptirilmayabilecegi gibi - bunun sart bir gorev olmadigi daha cok kulturel bir pratik oldugu - gibi bir alternatif bakisin da ciliz da olsa seslendirilmesine ve bu dusunceyi cok daha once bir sekilde gormus olmama ragmen uzerinde dusunme arastirma kendi aklimi kullanarak dogru ya da yanlis kendi sonucuma ulasma zahmetini gostermemis olmam. Dusunseydim cevabim ne olurdu bilemiyorum, beni yalnizca dusunmemis olmak rahatsiz ediyor.

Beni rahatsiz eden ikinci diger konuyu belki en guzel Cemin annesinin bugun bloguna koydugu alinti ifade eder :

şiddet nerede başlar?... çocuğuna kendi değerlerini, kendi mutluluk anlayışını dayatırken mi? ....


Bu yazdiklarimi Mama-Eye'a da koyuyorum Alpi buradan takip edenler icin, ama bir sure sonra yaziyi silecegim burda kalmasini istemiyorum.

7 Eylül 2007 Cuma

Antalya

Bi suredir Antalya'ya yerlesme planlari yapar olduk Can'la alpim odasinda saga sola done done uyurken. Bu Antalya isi birden cikmasa da, is artik onumuze dusen firstati degerlendirip karar verme asamasina gelince beni korku sardi biraz biraz. Biz tasi taragi toparlayip kendimizi New York'a atmadan epey once, Istanbul'u birakip guneye yerlesme hayalimizi bir plana donusturebilir miyiz umidiyle Antalya'ya fizibilite calismalarina gitmisligin otesinde hic gormedigim, sehir olarak koca bloklari genis caddeleri ve bani o caddelerden birinde son surat kovalayan feci sekilde asabi bir horozu ile cok da icimin isinmadigi bir sehir. Bir taraftan alpimin gelecegi icin Istanbulun mu Antalyanin mi daha iyi olacagi kaygilari. Bizim Canla kendi bahcemizde sarabimizi yudumlayip sedirlerine yayilacagimiz ve tatilden tatile hasret gidermektense icinde yasayabilecegimiz/ yaslanabilecegimiz bir evin dusleri. Bahcesinde beyaz narin govdeleriyle salinan portakal agaclarinin aklimi fikrimi celen hayali.

Yatip kalkip dusunuyorum, aklim fikrim Antalya-Istanbul hattinda gelip gidip duruyor. Ben kaygilanmaya baslayip icim urperdikce, kulagima portakal agaclarinin koyu yesil zarif yapraklarinin ruzgara karsi hisir hisir sesleri caliniyor, icim cekiliyor.

28 Ağustos 2007 Salı

Eylul

Ben Eylulun muptelasiyim ezelden beri. Temmuz-Agustos sicaklari insani acimadan iyice yakip kavurduktan sonra Eylul butun serinligiyle gelir, uzerinize bir tutam huznunden salar, aheste aheste agaclardaki yesilligi altin rengi huzunlu sarisina bular, okullarin baslamasindan olsa gerek cocukluktan kalan aliskanlik herseye silbastan basliyorsunuz gibi yeni yilin gelisinden cok once o sizin icin yepyeni sayfalarini acar. Havalar oyle bir anda durulur ki isi gucu birakip eve kapanip eski zaman Turk filmlerinin derme catma mahalle evlerindeki imkansiz asklarina gommek istersiniz kendinizi gunboyu.

Eylul gelisini kasvetli bulutlariyla mujdeler mujdelemez bugun alpimle ilk kez yagmurda gezintiye ciktik. Birkac saniyeligine ustundeki tenteyi actigimda banyoda maruz kalmaya alisik oldugu cipcip yuzune usulca ciseleyince cok sasirdi. Biz insafli yagmur altinda sokakta dolanirken, sokak arasindaki dukkanlardan birinin onune bagli Zilliyle - alpimle yasit cok tatli bir golden retriever- tanistik. Zilli yagmurla ilk kez tanismanin keyfiyle patilerini bastan asagi camur etmis, bizimki agzi saskinliktan bes karis acik havalarin tadini cikardik birlikte. Umarim bir gun hayal ettigimiz gibi bahceli bir evimiz olur, yagmurlar bosalinca bahcesinde camurunda bortu bocek tetkik edecegin, kopeginle gunboyu kosturup oynayacagin, sen o yorgunlukla aksaminda deliksiz bir uykuya dalarken babanla bizim sarap keyfi yapacagimiz bol muhabbetli bahceli bir ev.

Olsa guzel olur, olmasa da cok farketmez biz yine eylul gelince serilip keyif yapariz bahcelerde birlikte.

15 Ağustos 2007 Çarşamba

STFA Bloklari

Onceleri, Kozyataginin tepesine kurulu, sehrin ortasinda nasil olduysa zarar gormeden ayakta kalmis ucbes cam agacinin susledigi koruya bitisik STFA bloklarina, final donemlerinde kamp kurmaya Edanin evine gelir bir hafta on gun konaklardik. Finaller atlatilinca, cok gecmeden bir yastikta kocamak uzere evlenecegim Canla isler limonu oldugunda, salonun post-modern cumbasinda isiklari karartip koruya karsi usul usulTolga Candar’I Fikret Kizilok’u Ezginin Gunlugu’nu dinleyip muhabbet edesimiz geldiginde ya da Alev Teyzenin hamsilerini mideye indirip ardindan basan rehavetle ustumuze ustumuze gelen sorunlarimizin cozumlerini bi de onun 60 yillik tecrubesiyle bezedigi penceresinde aramaya koyulmaya da giderdik bloklara. Universite biter bitmez iste o STFAnin cumbasindaki muhabbetlerden birinde ‘ ben bu adama bas koydum’ dedigim adamla, Can dostumla evlenince karsiki bloktaki eve yerlesiverdik.

Evliligin ilk zamanlari, haftasonlari universite cemaatinin toplanip sabahlara kadar suren Tekken ya da Tabu turnuvalarinda yapilan esasli geyiklere ev sahipligi yapmasi disinda, STFA bizim icin uc asagi bes yukari su meshur is-EV dongusundeki konaklama sifatindan ibaret kaldi. Sonra gozumuzu karatip Canla kendimizi New Yorka okumaya atinca evde bize ait ne varsa huzunlu bi sekilde yavas yavas bosaldi. Annem Ankarada dogup buyudugumuz ve baslibasina bir yaziyi hakeden Cevre Sokaktaki evi birakip Istanbula STFAya yerlesince, evin heryerini bufeleriyle, kolonyayla doldurulmus parfumm siseleriyle, kristalleriyle, hafif topuklu terliklerin saklandigi ayakkabiliklariyla ANNE mobilyalari kapladi. Neredeyse 4 yil sonra, yani bizim arada New York sayfasini kapayip yine bir cesaretle Budapesteye iki basimiza yerlesmemizden ve orada ucleyip alpimizle donme karari almamizdan sonra STFA sayfasini yeniden actik. Annemin 4 yilda adam edip heryerine kendi goz nurunu bi de kokusunu sindirdigi 8. kattaki evine dokunmadan, ablamin bosalttigi 5. kattaki yeni yuvamizda bu sefer. Simdi Can icin olmasa da hayatin neredeyse tamami benimle alpim icin emektar bloklarda, STFA’da geciyor. Alpimin giderek uzayan ve daha yorucu hale gelen uyaniklik aralarinda solugu 8 yilda daha once bir kere bile ugramadigimiz arka bahcemizde, Yagmur ve Emrenin yaninda buluyoruz. 14 aylik dunyalar guzeli Yagmur herseferinde ayni heyecanla alpimin ayaklarini severken biz Gul abla ve Tulay hanimla bebeklerin gizemli dunyalarini konusmaya daliyoruz. B1 blokda neredeyse her katta 1 ila 9 ay arasi bebek nufus patlamasi oldugundan, her disari cikisimizda bize eslik edecek hayatin bu tariff etmesi cok zor ayni evresinden gecen taze anne babalar bulabiliyoruz. Bir de bu donemleri geceli cook zaman olmus, 50lilerin ustundeki STFAnin kidemli mensuplarinin binbir aniyla yuklu bohcalarindan herseferinde ozenle cikardiklari ve insani alip goturen birkac guzel parcayla yukleniyoruz ayakustu muhabbetlerde. Herseferinde cuzdani yukarida unuttugum icin koruda ictigim elma sularini seve seve defterine kaydeden sokaktaki bakkal, o bakkalin bitmez tukenmez siparislerini bloklara yetistire yetistire gozumuzun onunude buyuyen mahalleli cocuklar, alpimi isirabilmek icin siraya girmis Acibadem Hastanesi calisanlari, alpimin alerji mamalarini siparis edip her seferinde ince muhabbete daldigimiz Esra eczanesi, bizim gibi coluga cocuga yeni karisip simdi ikinciyi bekleyen kasabimiz, alpimin arabasiyla raflaini devire devire yurudugumuz Tansas ve Sokta kasada usul usul alpimi sevip fotografini ceken elemanlar, yukumuzu eve tasiyan komik Suleyman abi , korudaki baloncu, tartici cocuk ve daha bircoklari bizim alpimle yeni hayatimizin yeni ve guzel yuzleri.

9 Ağustos 2007 Perşembe

Bebeklerde Uyku Egitimi - Kitap

Bebegi uykuya dalma ve uykuda kalma konusunda problem yasamayan sansli ufak azinliktan degilseniz, geceleri kac kere kalktiginizin hesabini kaciracak kadar cok uyaniyorsaniz, sabahlari uykusuzluk beyninizin her hucresine ayri ayri iskence ediyorsa bebeginizi aglamaya birakma ile isleri zamana birakma fikri arasinda gidip gidip geliyorsaniz, aglamaya birakmadan once Elizabeth Pantley'in kitabini ve Marc Md Weissbluth'un Turkceye de cevrilen kitabini mutlaka okuyun. Hatta bence bebek evinize gelmeden once alip okuyun. Bir de baby center'da forumlara ayni dertten muzdarip anne babalarin yasadiklarini- sorunlari nasil cozumlediklerini okuyup fikir edinmek icin mutlaka belirli araliklarla goz atin. Belirli araliklarla diyorum cunku bebeklerin uyku duzenleri huylari sulari da zaman gectikce yas evrelerine gore feci degisiyor. Forumlar derde tek basina derman olmazsa bile sizinle ayni donemlerde ayni seyleri yasayan birilerinin oldugunu bilmek bile baslibasina insana guc veriyor.


Bizde alpin alerjisi oldugu icin oglumun gaz problemi yuzunden gece uyanma sIkligi Pantley'in kitabini uygulamamiza ragmen cok degismedi - ki daha birsey soylemek icin cok erken biz bu ise bas koyali sadece 10-15 gun gecti-. Ama isteklerinin arkasinda cok guclu sekilde duran oglumuz bile bizim tahminimizden cok kisa surede kendi karyolasinda yatmaya alisti.

Bu uyku meselesi cetrefilli is, bebege anne-babaya ve ailelerin kosullarina gore neyin dogru neyin yanlis oldugu degisiyor. Bu isin herkes icin gecerli dogrusu yanlisi yok o yuzden. ( Bebeklerle ilgili hangi seyde genel gecer herkes icin dogru bir kural var ki?) Ama tek onemli sey bebege her ne sekilde uyku egitimi vermeye karar verdiyseniz verin istikrarli olmak ve hic geri adim atmamak. Eger siz de ayni dertten muzdaripseniz kolay gelsin....

6 Ağustos 2007 Pazartesi

Heryeri inek basti...

Biz alpimle evden en fazla bakkala, birincisi daha 8 aylik olmadan ikinci cocugunu dort gozle bekleyen kasabimiza bi de alpimin hergun mavi boncuk dagittigi manitalarini gormeye koruya gidebildigimizden Istanbulu basan su rengarenk inekleri goremedik bir turlu. Iki ara bir dere haberleri seyrederken inekleri gorunce icim biraz ciz etti. Dort bir yani bu ineklerle sarili Budapeste'de alpimizi beklerkenki hallerimizi hatirladim. Inekli meydanlarda zar zor gezindikten sonra elimizi kolumuzu filmlerle bi de cesit cesit dondurmalarla doldurup geceyi salonun orta yerine DVD karsisinda kurdugumuz yeryataginda 7-8 aylik hamile halimle verdigimiz - ve ilk 15. dakikasinda uyuyakaldigim- cilgin hamis partileri.






7 ay sonra simdi yeni yeni , o zamanlar karnimi habire tepikleyen danamiz yanimizda uyurken birlikte gece film seyredebiliyoruz Canla. Bir film iki gecede ama olsun cocuklar gibi sen yine birlikte.

2 Ağustos 2007 Perşembe

Ara cozumler...

Dun Alpin ilk arkadasi, Deniz Hanim'in annesi ilk kez isbasi yapti Denizle gecirdigi 5.5 ayin ardindan. Deniz iyidir eminim, cunku annesinin gorur gormez icinin isindigi, Denize onun gozunun onunde cok iyi bakan Sona teyzesiyle gecirdi gun ici saatleri. Bebekler farkli kosullara bizim tahmin ettigimizden cok daha hizli ve rahat adapte olabiliyorlarmis. Dogrudur inanirim...

Ben daha cok anneyi merak ettim. Ara cozumun henuz bulunmadigi bu ulkede yillarca hayalini kurup anne olduktan sonra ya apar topar ise donmek zorunda kalan ya da bir daha istese de geri donup donemeyecegini bilemeden ise bir sure ara verip bebegiyle kalan ama kendi gelecegiyle ilgili bir o kadar belirsizlik yasayan butun anneleri. Turkiye'de bu ikilemde kalan, yeni sorumluluklardan dolayi daha az maasa razi olup daha esnek calisma saatlerine ihtiyac duyan bunca kalifiye kadin varken neden onlara ve isverene de uygun ara cozumler*** bulunmaz da "ya hep ya hic , ya simdi ya kimbilir ne zaman " dayatmasini gogusler kadinlar ?


****Hemen ' bizde olmaz oyle sey bu nufusla, issizlikle - gibi binbir bahaneyle- cok zor ' deyip bi kenara atmamak lazim. Bunu yapabilen ulkeler var, Macaristan'da mesela anneler uzun dogum izinlerini kullandiktan sonra isterlerse 1-2 yil ucretsiz izne cikabiliyorlar . Geri donmeyi istediklerinde - belirli bir sure zarfinda- yerlerini kaybetmeden. Arada o kadinlarin yeri tampon elemanlarla dolduruluyor. Hemen olmaz dememek lazim, ustune dusunmek, oldurmak lazim. Bu sadece bir ornek, bircok yolu yordami vardir bu cikmazdan kurtulmanin.