15 Ağustos 2007 Çarşamba

STFA Bloklari

Onceleri, Kozyataginin tepesine kurulu, sehrin ortasinda nasil olduysa zarar gormeden ayakta kalmis ucbes cam agacinin susledigi koruya bitisik STFA bloklarina, final donemlerinde kamp kurmaya Edanin evine gelir bir hafta on gun konaklardik. Finaller atlatilinca, cok gecmeden bir yastikta kocamak uzere evlenecegim Canla isler limonu oldugunda, salonun post-modern cumbasinda isiklari karartip koruya karsi usul usulTolga Candar’I Fikret Kizilok’u Ezginin Gunlugu’nu dinleyip muhabbet edesimiz geldiginde ya da Alev Teyzenin hamsilerini mideye indirip ardindan basan rehavetle ustumuze ustumuze gelen sorunlarimizin cozumlerini bi de onun 60 yillik tecrubesiyle bezedigi penceresinde aramaya koyulmaya da giderdik bloklara. Universite biter bitmez iste o STFAnin cumbasindaki muhabbetlerden birinde ‘ ben bu adama bas koydum’ dedigim adamla, Can dostumla evlenince karsiki bloktaki eve yerlesiverdik.

Evliligin ilk zamanlari, haftasonlari universite cemaatinin toplanip sabahlara kadar suren Tekken ya da Tabu turnuvalarinda yapilan esasli geyiklere ev sahipligi yapmasi disinda, STFA bizim icin uc asagi bes yukari su meshur is-EV dongusundeki konaklama sifatindan ibaret kaldi. Sonra gozumuzu karatip Canla kendimizi New Yorka okumaya atinca evde bize ait ne varsa huzunlu bi sekilde yavas yavas bosaldi. Annem Ankarada dogup buyudugumuz ve baslibasina bir yaziyi hakeden Cevre Sokaktaki evi birakip Istanbula STFAya yerlesince, evin heryerini bufeleriyle, kolonyayla doldurulmus parfumm siseleriyle, kristalleriyle, hafif topuklu terliklerin saklandigi ayakkabiliklariyla ANNE mobilyalari kapladi. Neredeyse 4 yil sonra, yani bizim arada New York sayfasini kapayip yine bir cesaretle Budapesteye iki basimiza yerlesmemizden ve orada ucleyip alpimizle donme karari almamizdan sonra STFA sayfasini yeniden actik. Annemin 4 yilda adam edip heryerine kendi goz nurunu bi de kokusunu sindirdigi 8. kattaki evine dokunmadan, ablamin bosalttigi 5. kattaki yeni yuvamizda bu sefer. Simdi Can icin olmasa da hayatin neredeyse tamami benimle alpim icin emektar bloklarda, STFA’da geciyor. Alpimin giderek uzayan ve daha yorucu hale gelen uyaniklik aralarinda solugu 8 yilda daha once bir kere bile ugramadigimiz arka bahcemizde, Yagmur ve Emrenin yaninda buluyoruz. 14 aylik dunyalar guzeli Yagmur herseferinde ayni heyecanla alpimin ayaklarini severken biz Gul abla ve Tulay hanimla bebeklerin gizemli dunyalarini konusmaya daliyoruz. B1 blokda neredeyse her katta 1 ila 9 ay arasi bebek nufus patlamasi oldugundan, her disari cikisimizda bize eslik edecek hayatin bu tariff etmesi cok zor ayni evresinden gecen taze anne babalar bulabiliyoruz. Bir de bu donemleri geceli cook zaman olmus, 50lilerin ustundeki STFAnin kidemli mensuplarinin binbir aniyla yuklu bohcalarindan herseferinde ozenle cikardiklari ve insani alip goturen birkac guzel parcayla yukleniyoruz ayakustu muhabbetlerde. Herseferinde cuzdani yukarida unuttugum icin koruda ictigim elma sularini seve seve defterine kaydeden sokaktaki bakkal, o bakkalin bitmez tukenmez siparislerini bloklara yetistire yetistire gozumuzun onunude buyuyen mahalleli cocuklar, alpimi isirabilmek icin siraya girmis Acibadem Hastanesi calisanlari, alpimin alerji mamalarini siparis edip her seferinde ince muhabbete daldigimiz Esra eczanesi, bizim gibi coluga cocuga yeni karisip simdi ikinciyi bekleyen kasabimiz, alpimin arabasiyla raflaini devire devire yurudugumuz Tansas ve Sokta kasada usul usul alpimi sevip fotografini ceken elemanlar, yukumuzu eve tasiyan komik Suleyman abi , korudaki baloncu, tartici cocuk ve daha bircoklari bizim alpimle yeni hayatimizin yeni ve guzel yuzleri.

1 yorum:

jülide dedi ki...

hani sanki şehrin orta göbeğinde değil de, Ege nin sakin sahil kasabalarından birinde yaşıyormuşsunuz gibi hissettim. ne güzel tasvir etmişsin naar. eh artık bu hissiyatlar bu derece tutkuluyken Antalya ya gidilmez?:-P